Prof. Dr. Özdemir, demir eksikliğinin vücudun birçok mekanizması üzerinde sıkıntı yaratabildiğini belirterek, ”Bu tesir daha ebeveyn karnındayken başlıyor. Gebeliğin erken dönemlerinde henüz beynin demire ihtiyacı olmadığı zaman, demir ağırlıklı olarak al kan hücreleri yapımında kullanılıyor. Beyinde ise, sinir dokularını oluşturan hücrelerden nöronların üstünü kaplayarak, sinyal iletimini hızlandıran myelin üretimi, sinir hücrelerinin büyüme ve farklılaşması, nöron iletimine aracılık eden nörotransmittelerin ve reseptörlerin sentezi gibi son radde önemli görevler üstleniyor. Bu nedenle beyin ihtiyacı olduğu dönemde yeterli demir alamazsa tüm bu mekanizmalar menfi etkileniyor. Asıl önemli nokta ise, gelişim dönemlerindeki demir eksikliği sonradan giderilse bile ileride kişinin genetik kapasitesiyle ulaşabileceği zeka düzeyinin gerisinde kalabilmesi. Ayrıca, algılama, mesele çözme, konulara intibak ve anlama kapasitesinin azalması gibi kalıcı problemlere de sebep olabiliyor” dedi.
Bebeklik ve çocukluğun üç döneminin, demir eksikliği sonuçları bakımından yüksek risk altında bulunduğunu kaydeden Özdemir, şunları bildirdi:
”Bunlardan birincisi fetüs ve yeni doğan dönemi, ikincisi 6 ay ile 2,5 ıslak arası ve üçüncüsü de özellikle kızlar için ergenlik dönemi. Her üç dönemde de demir eksikliği geniş bir çerçevede motor ve bilişsel problemlerin gelişmesinde etkili rol oynuyor. Erken yaşlarda demir eksikliğine maruz kalanlarda, ergenlik döneminden farklı olarak, sonradan eksiklik giderilse bile düzelmeyen kalıcı sinir sistemi değişiklikleri olabilir. Annenin hamilelik döneminde, diyabet hastalığı, tansiyon yüksekliği yaşaması ya da sigara içmesi gibi nedenler bebeğin düşük demir depolarıyla doğmasına sebep oluyor. Doğum sonrasında ise yetersiz demir alımı, kan kaybı, demirden fukara mamalarla beslenme, inek sütüne erken geçme, parazit kaynaklı enfeksiyonlar, sindirim sistemi problemleri (Gİ kaybı) gibi nedenlerden ötürü mesele ortaya çıkıyor. Öncelikle hamilelik döneminde annelerin demir yetersizliği giderilmeli. Alınacak bu ilk önlemle, sinir sistemi gelişiminin atağa kalktığı gebeliğin son üç ayında bebeklere yeterli demir aktarımı sağlanmalı. Hamileliğin 4’üncü ayından itibaren vücut demir yeterliliği takip edilmeli. Demir depoları yeterli olup demirden varlıklı beslenenlerin ek demir alması koşul değil. Demiri noksan olan hamileye günde 50-60 mg demir ağız yolundan demir hapları ile takviye edilmeli Demir takviyesinin doğumdan sonra iki ay daha devamı faydalı sağlıyor.”