warez onwin giriş betting-union.com bonus veren siteler bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler fenomenbet mobil fenomenbet fenomenbet giriş casibom casibom casibom casibom
serdivan escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort serdivan escort sapanca escort sakarya escort sakarya escort
maltepe escort ataşehir escort pendik escort kurtköy escort kadıköy escort ataşehir escort ümraniye escort anadolu yakası escort kartal escort istanbul escort kadıköy escort maltepe escort ataşehir escort
mersin escort gaziantep escort bayan gaziantep escort seks hikayeleri porno izle gaziantep rus escort gaziantep escort bayan şahinbey escort şehitkamil escort gaziantep escort türbanlı escort
Bostancı escort Kadıköy escort Ankara Escort seks hikayeleri montenegro escort eryaman escort antalya escort bodrum escort bodrum escort alanya escort escort kayseri
bodrum escort kocaeli escort porno sikis eskişehir escort antalya escort Antalya Escort
toopla.com oclamor.com meyvidal.com istanbulviva.com ilogak.com hamkarfa.com blackmoth.org lithree.com vidsgal.com nattsumi.com avcılar escort bayan esenyurt escort bayan ataköy escort bayan fatih escort bayan beylikdüzü escort bayan silivri escort bayan çapa escort bayan fındıkzade escort bayan büyükçekmece escort bayan
Disleksi her 20 çocuktan 1’inde görülüyor

Disleksi her 20 çocuktan 1’inde görülüyor

ABONE OL
Kasım 9, 2018 05:00
Disleksi her 20 çocuktan 1’inde görülüyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bir tür öğrenme bozukluğu olarak da bilinen disleksinin (okuma bozukluğu) yaklaşık 20 çocuktan 1’inde görüldüğünü söyleyen Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Canan Tanıdır, “Disleksi depresyon, öfke nöbetleri, okul fobisi gibi hastalıkları beraberinde getirebilir” dedi.İlişkili Haberler

  • “Disleksili çocuk sayısı 120 binin üzerinde”
  • Disleksi nasıl tedavi edilir? (Dislekside ergoterapi etkisi!)
  • Disleksi hastalık mıdır?

Disleksinin uzun soluklu etkilerinin olabileceğini ancak erken dönemde tanınıp uygun eğitsel desteği aldıklarında bu çocukların zorlukların üstesinden gelebileceğini vurgulayan İstanbul Gelişim Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Canan Tanıdır, disleksinin daha çok ilkokul çağlarında tanısı koyulabilen bir hastalık olduğunu söyledi.

Ailelerin hastalığı anlamada dikkat etmesi gereken noktalara değinen Tanıdır, “Okul öncesinde konuşma güçlüğü, büyük küçük gibi kavramların karıştırılması, el becerilerinde zorluklar gibi belirtilerin gözlemlenebileceğinden bahsetti. İlkokul çocuklarında ise, okumada zorluk, harfleri tanıyamama, birbirine benzeyen “b,d” gibi harfleri karıştırma, okuduğunu anlayamama olabilir. Okumayı yeni öğrenen çocuklarda da başlarda bu karıştırmalar olabilir ancak ilerleyen zamanlarda bu problemler devam ediyor mu ailelerin iyi gözlem yapması gerekmektedir” diye konuştu.

DİSLEKSİ ERKEKLERDE DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR

Dünya üzerinde yapılan çalışmalarda cinsiyet ayrımı yapılmaksızın disleksinin yüzde 5 oranında yani 20 çocukta 1 görüldüğünü söyleyen Tanıdır, hastalığın erkeklerde kızlara oranla 2 kat fazla görüldüğünü ifade etti.

Ailelerin belirtilerle karşılaştıklarında ilk olarak çocuk ve ergen psikiyatristine başvurması gerektiğinin altını çizen Psikiyatri Uzmanı, “İlk başvurunun bir hekime yapılması çok önemli. Psikologlar ve çocuk gelişimi uzmanları da bu konuyla ilgileniyorlar ancak tanılama için her zaman ilk olarak bir hekime başvurulması önemlidir. Çünkü belirtilerin altında yatan görme, işitme problemleri, nörolojik rahatsızlıklar olabilir. Bunlar önce öğrenme problemi olarak kendini gösterebilir. Organik nedenlerin dışlanması için çocuk ve ergen psikiyatri uzmanının değerlendirmesi ve ayırıcı tanıların yapılması gerekmektedir” dedi.

DEPRESYONA SEBEP OLUYOR

Disleksinin temel tedavisinin eğitsel tedavi olduğunu vurgulayan Tanıdır, hastaların okuma problemlerine ikincil olarak başka rahatsızlıklarla da karşılaşabileceğini söyleyerek şunları aktardı:

“Disleksi, depresyon, davranış problemleri, sinirlilik, öfke nöbetleri, okula gitmek istememe, okul fobisi gibi hastalıkları beraberinde getirebiliyor. Genelde bu çocuklar okumada zorlandıklarından, başarısız olduklarından ötürü özgüvenlerini yitirmeye başlıyorlar. Disleksi olan hastalarda zekâ problemi yok ancak okuyamadıkları için çevresi tarafından dalga konusu olabiliyorlar ve ebeveynleri de kızgın davranabiliyor. Bu durumda da kendilerine olan güveni kaybedip mutsuz çocuklar olabiliyorlar. Hastalığın farmakolojik tedavisi yok. Eşlik eden dikkat eksikliği gibi problemler varsa ilaç tedavisi devreye girebiliyor. Çocuğa özgün, zorlandığı alana yönelik eğitsel ve bireysel programlar verilmesi gereklidir.”

Doç. Dr. Tanıdır, disleksinin genetik yönü fazla olan bir hastalık olduğunu söyledi. Yapılan çalışmalarda aile öyküsünde disleksi olan başka bireylerin görüldüğünü söyleyen Tandır, “Ebeveynlerde disleksi varsa çocuklarında olma ihtimali de yüksek. Sadece genetik kaynaklı bir hastalık olduğunu söyleyemeyiz, çevresel faktörler de hastalığın ortaya çıkışında etkilidir” dedi.

“EBEVEYN VE ÖĞRETMENLER EN BASİT BAŞARIYI BİLE DESTEKLEMELİ”

Ebeveyn ve öğretmenlere disleksi olan çocuklarla karşılaştıklarında sabırlı ve destekleyici olmaları gerektiği tavsiyesinde bulunan Tanıdır, sözlerini şöyle tamamladı:

“Çocuğun en basit başarısı bile desteklenmelidir. Böylelikle çocuğun kendine olan özgüveni de yerine gelecektir. Ebeveynlerin ve öğretmenlerin çocukların bu zorluklarını erken dönemde fark etmesi ve problemler artmadan bireysel eğitim programlarıyla hemen desteklenmesi gerekmektedir. Bu süreçte ebeveynler profesyonel eğitimcilerden destek almalı ve sabırlı olmalıdır. Bu çocuklar okumada ve öğrenmede zorlandıklarından ebeveynleri ders çalıştırırken bazen kızabiliyorlar ve aşağılayıcı sözler söyleyebiliyorlar. Bunlar ebeveyn-çocuk ilişkisini bozabileceği gibi çocukta yetersizlik duygularını pekiştireceğinden kesinlikle yapılmaması gerekir. Bu çocukların her türlü çabasının ve zaman alsa bile tüm başarılarının desteklenmesi, çocuğun yapabileceğine inanmasının sağlaması gerekmektedir. Disleksi olan çocuklar zekâ problemleri olmadığı için normal sınıflarda eğitimlerini alıyorlar. Zorlandıkları ve okumaları geciktiğinde de sınıfta bırakılmıyorlar ve kaynaştırma öğrencisi olarak eğitimlerine devam ediyorlar. Bu çocukların sürekli desteklenmeleri gerekiyor. Öğretmenlerin de çocuğu ekstra cesaretlendirmesi çok önemli. Desteklenen çocuklar ileride hayata daha kolay adapte olabiliyorlar.”

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

ucuz hosting mübarek gün ve geceler iptali.org türkçe altyazılı film izle