News
Doç. Dr. Erkan Özcan, diş eti hastalığının diyabette glisemik durumun olumsuz etkilenmesine, kardiyovasküler hastalık gelişme riski ve inme gibi durumlar ile hamilelerde erken doğum ve düşük riskinin artmasına neden olabildiğini bildirdi
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erkan Özcan, diş eti hastalığının diyabette glisemik durumun olumsuz etkilenmesine, kardiyovasküler hastalık gelişme riski ve inme gibi durumlar ile hamilelerde erken doğum ve düşük riskinin artmasına neden olabildiğini bildirdi.
SICAK-SOĞUK HASSASİYETİNE DİKKAT!
Doç. Dr. Özcan, insan vücudunun bir bütün olarak ele alındığında her dokunun ve organın kendine göre ayrı bir önemi olduğunu belirterek, ağız bölgesinin, çiğneme, konuşma ve estetik açıdan büyük öneme sahip olan diş, diş eti, dil ve yanak gibi birçok dokunun yer aldığı bir bölge olduğunu aktardı.
Dişlerin kökleri sayesinde alveol kemiği denilen çene kemiğine, örneği başka hiçbir vücut bölgesinde olmayan bir eklemle bağlantı oluşturduğunu dile getiren Özcan, bu bağlantının üzerinin de diş etleriyle örtülü olduğunu, bu anatomik yapının yine vücudun başka yerinde olmayan “gingival cep” adı verilen yapıyı oluşturduğunu kaydetti.
Özcan, diş ve diş etlerinin, üzerinde özelleşmiş mukoza bulunan dil, yanak mukozası gibi yumuşak ve sert dokuların çok çeşitte ve miktarda mikroorganizmaların yaşamı için uygun ortam oluşturduğunu vurgulayarak, şu bilgileri verdi: “Sağlıklı ağızda yararlı ve zararlı mikroorganizmalar bir denge halindendir. Ancak ağız hijyenine dikkat edilmediğinde gingival cebe komşu diş yüzeyinde mikrobiyal dental plak adı verilen mikroorganizmalar topluluğu oluşur. İşte bu mikrobiyal dental plak bu bölgede çürük, diş eti hastalıkları gibi bazı problemlerin oluşmasına neden olabilir.
Çürükler sıcak-soğuk hassasiyetlerine, ağrıya, apselere neden olurken, diş eti problemleri kanamalara, kokuya, dişte sallanmalara, yer değiştirmelere, hatta tedavi edilmediğinde diş kayıplarına neden olmaktadır.
Diş eti hastalıkları özellikle diyabet, bağışıklık sistemi hastalıkları, hamilelik, kardiyovasküler hastalıklar, bazı ilaç kullanımları ve genetik yatkınlık gibi bazı sistemik durumlara sahip bireylerde daha şiddetli görülebilir. Sağlıklı bireylerde mikrobiyal dental plak içindeki mikroorganizmalara verilen doku savunmasıyla iltihap ilerlemeden durdurulur. Ancak sistemik hastalığa sahip bireylerde doku savunması etkilendiğinden iltihap daha da ilerleyerek dişleri saran kemikte daha şiddetli erimelere neden olur. Bu nedenle bağışıklık sistemini etkileyen bu hastalıklara sahip kişiler ağız hijyenine diş eti sağlığı açısından oldukça dikkat etmeleri gerekir.”
“TRAVMATİK FIRÇALAMA DİŞ ETİ ÇEKİLMESİ AÇISINDAN RİSK”
Doç. Dr. Erkan Özcan, diş eti sağlığının kişilerin sistemik durumlarını da etkileyebildiğini, diş eti hastalığının kemikte erimeye neden olduğu durumlarda mikroorganizmalar için uygun bir yaşam ortamı sağlayan bölgelerin oluşumuna yol açtığını ifade ederek, “Burada çoğalan mikroorganizmalar bir yandan ağızda kötü kokuya, diş etlerinde iltihaplara, dişi saran kemikte erimelere neden olurken, diğer yandan dokunun bu mikroorganizmaları öldürmek için saldığı bazı kimyasal moleküller kana karışarak sistemik hastalık ve durumların seyrini de etkileyebilir. Diş eti hastalığı; diyabette glisemik durumun olumsuz etkilenmesine, kardiyovasküler hastalık gelişme riskinin ve felç, inme gibi durumların artmasına, hamilelerde erken doğum ve düşük riskinin artmasına neden olabilir” diye konuştu.
Vücudun dış dünyayla olan ilişkisinde en önemli yeri teşkil eden ağız bölgesi sağlığının genel sağlığın da bir aynası gibi olduğuna işaret eden Özcan, şöyle devam etti: “Sistemik birçok hastalığın ilk belirtisi ağız bölgesinde diş etlerinde, dilde, yanak mukozasında görülebilir. Bu nedenle diş hekimine hiçbir şikayet da olmasa belirli zaman aralıklarında muayene olmakta yarar vardır. Diş eti ve ağız sağlığı açısından bir diğer önemli konu sigara kullanımıdır. Birçok sistemik hastalık oluşumunda rol oynayan sigara bu bölgede bazı değişikliklere yol açarak mikroorganizmalara karşı doku savunmasını etkilemektedir. Sigara kullanan bireylerde diş etlerinde kanama daha az görülmesine rağmen dişin etrafını saran kemikte yıkım daha şiddetli olmaktadır. Diş eti hastalıklarının ilk ve en önemli belirtisi kanama iken sigara kullananlarda kanama az görüleceğinden çoğu zaman dişler sallanana kadar sigara kullanan bireyler diş eti hastalığının farkına varamamaktadır. Diş etlerine sigaranın bu olumsuz etkilerinin yanında sigara kullanan bireylerde ağız kanseri gelişme ihtimali de artmaktadır. Ayrıca sigara bu bölgede yapılan tedavileri de etkilemekte ve tedaviye verilen yanıtı olumsuz etkilemektedir.
Ağız sağlığı açısından nelere dikkat etmeliyiz sorusunun cevabını aslında hepimiz biliyoruz. Ancak bunu hep ikinci plana atıyoruz. Dişleri günde iki kez fırçalayıp, ara yüz temizliğinin diş hekimi önerisiyle diş ipiyle ya da ara yüz fırçalarıyla yapılması uygun olacaktır. Ayrıca bazen dilin fırçalanması da istenebilir. Fırçalarken özellikle diş, diş eti bağlantı bölgelerine dikkat edilmesi gerekmektedir. Ayrıca çok travmatik fırçalamanın da diş eti çekilmesi açısından risk olabileceği akılda tutulmalıdır.”
Doç. Dr. Özcan, tüm bu konular birlikte değerlendirildiğinde ağız sağlığının yalnızca çiğneme, fonksiyon kaybı ve estetik açıdan önemli olmadığını, ayrıca tüm vücut sağlığını da etkileyebildiği anlatarak, “Sistemik durumlardan ve hastalıklardan da ilk etkilenen yer ağız içi bölgesi olabilir. Bu nedenle ağız sağlığının idamesi için günde iki kez dişleri fırçalayıp, diş hekimi kontrollerinin ihmal edilmemesi, gelecekte daha büyük problemlerin engellenmesi açısından önemlidir” ifadelerini kullandı.
